30 Kasım 2010 Salı

Erkekler ve Pilates

   

    Öncelikle şunu belirtmeliyim ki Pilatesi bulan Joseph Pilates dir ve erkektir.

    Daha çok kadınların tercih ettiği Pilates’e artık erkekler de rağbet etmeye başladı.
    Anatomik yapıların farklı olmasına karşın esas prensibin kişilerdeki zayıf bölgelerin güçlendirilmesi olduğu için kadın erkek fark etmiyor. Vücuttaki bazı kaslar zayıf bazıları ise güçlüdür.
    Fitness salonlarında erkekler daha çok ağırlık çalışmaya önem verip esnemeye önem vermiyorlar. Oysa pilates ile vücut hem kuvvetlenirken hem de esner. Kas geliştirirken erkeklerin sadece belli bölgelerdeki kaslara yüklenmeleri, kasların dengesiz çalışmasına sebep olur.
    Egzersiz eğitmenleri, örnek olarak birçok futbolcunun da bu yüzden sakatlandığını söyledi. Çünkü genelde bacaklardaki ön kasların çalışmasına ağırlık verildiğini ama arka-iç kasları da geliştirmek gerektiğini vurguladı.Bunun için de önce kasın kuvvetlendirilmesi gerekiyor. Kuvvetlenen kas daha rahat esniyor.Kişi, pilates ile vücudunu doğru kullanmayı öğreniyor.
     Pilates aslında erkeklerin de mutlaka yapması gereken bir egzersiz öyle değil mi?
İlk etapta 'Pilates bizi bozar' diye tepki veren erkekler tüm kaslarının çalıştığını görünce kendilerine daha önce neden bunu yapmadıklarını soruyorlar. Benden söylemesi :))

KEYİFLİ BİR SİTE ...




Vücudunuzla ilgili İlginç Gerçekler..

İnsan vücuduyla ilgili gerçekler sizin ne kadar harika bir varlık olduğunuzu bir kez daha ortaya koyuyor.


Bilim adamlarına göre IQ'nuz ne kadar yüksekse o kadar çok rüya görürsünüz.

İnsan vücudundaki en büyük hücre yumurta hücresi en küçük hücre ise sperm hücresidir.

Bir adım atmak için 200 kasınızı kullanırsınız.

Ortalama bir kadın ortalama bir adamdan 5 inc (125 cm) daha kısadır.
Ayak başparmağınızda iki kemik olmasına karşılık diğer dört parmağınızda üçer kemik bulunur.

Bir çift ayakta 250000 terbezi vardır.

Tam dolu bir idrar kesesi aşağı yukarı bir beyzbol topu ebadındadır.
Mide asidiniz bir jileti eritebilecek güçtedir.

İnsan beyin hücresi 5 takım Encyclopedia Britannica'daki bilgileri alabilecek kapasitededir.

Yiyeceğin ağzınızdan midenize ulaşması yedi saniye sürer.
Ortalama bir rüya 2-3 saniye sürer.

Göğüsleri kılsız erkekler kıllı erkeklerden daha fazla karaciğer sirozuna yakalanırlar.

Döllenme anında yaklaşık yarım saat tek bir hücre olarak yaşarsınız.
Her bir ayağınızda yaklaşık bir trilyon bakteri vardır.

Vücudunuzun 30 dakikada saldığı ısı ile iki litre suyu kaynatabilirsiniz.
Diş minesi vücudunuzdaki en sert şeydir..

Dişleriniz doğumunuzdan 6 ay önce (dişetlerinizin içinde) oluşmaya başlar.
Sevdiğiniz birine bakarken gözbebekleriniz genişler nefret ettiğiniz birine bakarken de.

Sarışınlar esmerlerden daha fazla saç teline sahiptir

Diyet hataları



Haftalar boyunca sadece salata ve meyve yiyerek kilo vermeye çalışıp başarılı olamadıysanız, üzülmeyin. Bu herkesin yaşayabileceği bir problem. Kilo verememenizin nedeni diyet hataları olabilir.


Diyetisyen kontrolünde olmadan zayıflamak
Beslenme programınız vücut analiz sonuçlarınıza, kan bulgularınıza ve yaşam tarzınıza uygun olarak diyetisyen tarafından hazırlanmalı. Aksi takdirde başarı oranı düşer.

Diyet süresince hergün tartılmak
Zayıflama diyeti süresince sizi demoralize edebilecek en önemli unsurdur tartılmak. Gün içerisinde bile değişimler görülebilir, ödem artışı, kabızlık total kiloyu etkileyebildiği için tartıya çıktığınızda kendinizi kilo almış olarak görebilirsiniz. Haftada 1 kez mümkünse diyetisyeninizin kontrolünde tartılmalısınız.



Televizyon karşısında yemek
Televizyon karşısında yemek yiyenlerin yemeyenlere göre daha fazla kilo aldığı araştırmalarca desteklendi. Farkında olmadan porsiyon miktarlarınız artabilir ve daha hızlı yiyebilirsiniz.

Moda diyetleri yapmak
Bu tarz diyetlerle çoğu kişide birkaç kilo gider ama giden su veya proteinden yetersiz bir programsa kas kaybı olacaktır ve kişi kilo verdiğini sanır. Sonrasında fazlasıyla kiloları geri alma ve metabolik direnç görülme riski vardır.

Ayakta yemek
Yemekleri ayakta yediğinizde hem daha hızlı yiyecek hem de sindirim problemleri yaşayacaksınız. Ayakta yemek yemek de kilo artışını etkiler.

Sürekli aynı diyeti uygulamak
Uyguladığınız diyet programı bir süre sonrasında kilo kaybında durağanlaşma yaratabilir. Diyetisyeniniz kontrolünde programınızı değiştirmek daha sağlıklı sonuçlar almanızı sağlayacaktır.

Light ürünleri sınırsız tüketmek
Light ürünler içeriğindeki yağ veya şeker oranı azaltıldığı için kalori değeri eşdeğer ürünlere göre azaltılmıştır ama malesef kalorisiz olarak da algılanabilir. Tüketim miktarınıza bağlı olarak kilo artışını etkileyebilir.

Süt ve süt ürünlerini tüketmemek
Süt ve süt ürünleri hem kan şekerini dengeler hem de içeriğindeki kalsiyumdan dolayı yağ yakımını tetikler. Bu ürünleri tüketmeyenlerde kilo problemi daha fazla ortaya çıkar.



Posalı yiyecekler yememek
Posalı yiyeceklerin kolesterol seviyesini dengeleyici ve kalp hastalığına karşı koruyucu etkisinin yanısıra kan şekerini dengeleyici, barsakları çalıştırıcı, tok tutucu özelliği bulunur. Günde 25-30g. posa tüketimi kilo kaybını da hızlandırır.

Sevdiğiniz yiyecekleri hayatınızdan çıkarmak
Zayıflamak için asla sevdiğiniz yiyeceklere veda etmeniz gerekmiyor. Beslenmenize yaşam boyu dikkat etmeniz gerek ama ara sıra kendinizi de ödüllendirmek motivasyonunuzu tetikleyecektir.

Diyetteyken alkol tüketmek
Alkol tüketimi bazı çalışmalara göre östrojen hormonu sentezini artırabilir. Bunun yanı sıra kalori değeri birçok tüketilen besine göre de yüksektir. Bu da kişide kilo almaya neden olur.

Kahvaltıyı atlamak
Kahvaltı sizi güne hazırlayan en önemli öğündür. Atlandığında daha az kilo verecek, metabolizmanız yavaşlayacak, konsantrasyon problemi yaşayacaksınız.

Stresli bir yaşam
Stres vücutta kortizol salgılanmasına, kortizolde kilo artışına neden olur. Kortizolün özellikle karın bölgesinde yağlanmaya neden olduğu biliniyor. Stressiz bir yaşam elbette zor ama minimuma indirmek elimizde.



Hızlı yemek
Yemek yeme süresi mümkün olduğu kadar uzatılmalı. Böylelikle hem daha az yemek yiyecek hem de sindirim enzimleri salgılanacaktır. Hızlı yemek yendiğinde sindirim yavaşlar, bu durum da kilo artışına neden olur.

Su içmemek
Su besinlerin sindirilmesi, metabolik atıkların atılması, metabolizmanın hızlanması ve dolayısıyla kilo kaybı için elzemdir. Günde 2-2,5 lt su içilmeli. Tükettiğiniz çay, kahve, meyve suyu veya bitki çayları suyun yerini tutmaz.

Sık Sık öğün atlamak
Günde sadece 3-4 öğün veya daha az sıklıkta beslenenlerde düzensiz kan şekeri salgılanması, daha fazla açlık hissi ve kilo problemi görülür. Beraberinde birçok hastalıklar da tetiklenir. Bütün besinlerden ihtiyacımız ölçüsünde ve uygun sıklıkta beslenmek elbette en doğru yöntem.



Diyete hedefsiz başlamak
Hedefi olmayan gemiye hiçbir rüzgar yardım edemez. Diyete başlarken de kendimize gerçekçil hedefler koymalıyız, bu şekilde başarıya ulaşmak biraz daha kolaylaşacaktır.

Az uyumak
Araştırmalara göre günde 7 saatten az uyuyan kişiler daha fazla kilo alma riskine sahip. Uyku esnasında salgılanan büyüme hormonu yağ yakımına da destek olur.

Hareketsiz bir yaşam
Tek başına elbette kilo almaya neden değil ama hem düzensiz besleniyor hem de hareketsiz bir yaşamınız varsa kilo almamanız için de bir neden yok. Her gün iş, okul, alışverişe giderken ayıracağınız bir 30 dakika hem kilo vermenize hem de sağlıklı yaşamanıza destek olacaktır.

Kısa sürede kilo vermek
Herkes biran önce fazla kilolarından kurtulmak ister ama hızla verilen kilo hızla geri alınır. Önemli olan sağlıklı beslenme alışkanlığının edinilmesi.

İdeal Vücut Ağırlığının Hesaplanması


Beden kitle indeksinin hesaplanması:

1- Vücut ağırlığınızı kilogram olarak saptayın
Örneğin : 60 kilogram
2- Boy uzunluğunuzu ölçün (metre olarak)
Örneğin :1,65 metre
3- Beden kitle indeksinizi hesaplayın
BKİ = ağırlığınız (kg) / boyunuz 2x (m)
Örneğin : 60 kg / (1,65 x 1,65) = 22.03 BKİ
4- BKİ’nizi ağırlığınıza bağlı sağlık sorunları yönünden değerlendirin :

BKİ Ağırlığa bağlı sağlık sorunu riski
20 - 25 Çok düşük risk
26 - 30 Düşük risk
31 - 35 Orta risk
36 - 40 Yüksek risk
40 + Çok yüksek risk

Yaşa göre uygun BKİ değerleri
Yaş (yıl) BKİ
19 - 24 19-24
23-34 20-25
35-44 21-26
45-54 22-27
55-65 23-28
65+ 24-29


Şişmanlığın sınıflandırılması
Sınıflama BKİ İdeal ağırlığın%si
Toplu(hafif şişman) 25-29,9 110-134,9
Şişman 30-34,9 135-159,9
Sağlık açısından önemli 35-44,9 160-199,9
Aşırı şişman 45-49,9 200-224,9
Süper şişman 50+ 225

PİLATES YAPANLAR NASIL BESLENMELİ ?


    - Pilates, tok karna yapılmamalıdır. Pilatese uzun zaman aç kalmış olarak başlamakta sakıncalıdır. Hareketlerin rahat yapılması, kramp oluşmaması ve kan şekeri dengesi açısından en uygun olanı pilates yapmaya başlamadan 1-1,5 saat öncesinden bir öğün tüketmektir.

- Pilates yapılan süre boyunca birden yüksek miktarlarda su içilmemelidir. Susadıkça yudum yudum oda sıcaklığında su tüketilmelidir.

- Pilates öncesi, karbonhidrat ve proteinden zengin dengeli bir menü tüketilmelidir. Karbonhidrat olarak beyaz şeker, beyaz un, pirinç gibi kan şekerini hızlı yükselten karbonhidratlar tüketilmemelidir. Bunların yerine çavdar, tam buğday ve yulaf ekmekleri veya bulgur pilavı tercih edilebilir. Protein açısından zengin olan et, tavuk veya balığın ise az yağlı olanları ızgara da pişirilmiş olarak tercih edilebilir ya da et, tavuk ve balık yerine peynir ve yumurta tercih edilebilir.

- Pilates; yüzme, koşu, yürüyüş, tenis gibi yüksek oranda kalori yakmayı sağlayan sporlardan değildir. Enerji yakmaktan çok vücut kaslarının çalıştırılmasını ve güçlenmesini amaçlar. Bu nedenle pilates yapanların çok yüksek kalori almaları uygun değildir, kilo almalarına yol açabilir. Kilolarını korumak isteyen pilates severlerin yeterli ve dengeli beslenmesi, kilo vermek isteyen pilates severlerin ise diyetisyen tarafından kişiye özel hazırlanmış bir zayıflama beslenme programı uygulaması uygundur.

- Pilates yapanlar günlük yaşantılarında dengeli beslenmeye özen göstermelidir. Dört ana besin grubu olan süt ve süt ürünleri, et, tavuk ve balık gibi proteinden zengin besinler, sebze-meyveler ve tam tahıl ürünleri beslenme planlarında yeterli miktarda ve dengeli bir şekilde yer almalıdır.

- Yapılan bilimsel araştırmalarda, kasları güçlendiren egzersizlerin sonrasında yağsız süt tüketiminin kas kitlesinin artmasında yardımcı olduğu belirlenmiştir. Pilateste kas güçlendirmeyi amaçlayan bir egzersiz çeşididir.

- Zayıflamak isteyen Pilates severler de iki beslenmelerinde 2 faktöre dikkat etmelidir. İlki, düzenli kalsiyum minerali alımıdır. Kalsiyum mineralinin yetersiz alınması kilo verme sürecini yavaşlatır. Bu nedenle günde 2 su bardağı az yağlı/yağsız süt veya yoğurt tüketilmesi önerilir. İkinci faktör ise omega-3 yağ asitlerinin düzenli alınmasıdır. Bunun içinde haftada 2-3 kez balık tüketmek gereklidir.

Pilatesin temel felsefesi dengedir. Bu temelinde zihin ile beden arasındaki dengeyi sağlamak yer alır. Zihin ve beden arasındaki dengenin önemli bir parçası da sağlıklı beslenmektir. Pilates yapanların felsefesine uygun olarak aynı zamanda dengeli beslenmesi de önemlidir.

Az da olsa spor yapanlara benden tavsiyeler :)



Uyguladığınız fiziksel aktivitelerde, açlık durumunuz, sıvı tüketiminiz ve genetik yapınız, performansınızı olumsuz etkileyebiliyor.
Karbonhidrat tüketiminde kompleks, posa içeriği yüksek, vitamin mineral yönünden zengin olanlar (esmer ekmek, bulgur, pirinç, makarna, diğer tahıl ürünleri, kuru baklagiller, sebzeler, meyveler) tercih edilmelidir.
Özellikle pilates yapanların bilinenin aksine fazla protein tüketmelerine veya aşırı yağ kısıtlamasına gereksinim yoktur.
SIVI tüketimini artırın. Vücuttaki sıvı kaybının performansınızı azalttığı ifade ediliyor, Ayrıca, spor performansını etkileyen ürünler (ergojenik yardımcılar, sporcu ürünleri, vitaminler, kreatin ginseng vb) hakkında iddia edilenlerin bazen sadece sporcuların boşuna para harcamasına neden olduğu ifade edilirken, Spor performansını etkileyen ürünler kullanılmadan önce doktora ya da diyetisyene danışılmalıdır.

• Sıvı tüketimi için susamayı beklemeyin,
• Besin çeşitliliğini artırın,
• Özellikle sıcak havalarda sıvı tüketimini daha da artırın,
• Kaybedilen sıvının karşılanması amacıyla da belirli aralıklar (15- 20 dakikada 1 su bardağı kadar) su için,
• Spor öncesi, aşırı tok veya aç olunması performansı olumsuz etkiler.2-4 saat önce ve mideyi rahatsız etmeyecek şekilde yeterli sıvı, düşük yağ ve posa, yüksek karbonhidrat, orta düzey protein ve alışkın olunan yiyeceklerden oluşmalıdır,
• Spor yapan bireyler yeterli ve dengeli beslenmeyle tüm vitaminleri ve mineralleri alabilirler. Bu nedenle ek olarak vitamin ve mineral kullanmanıza gerek yoktur.

SAĞLIKLI GÜNLER DİLERİM ...

Zayıflatma YALANLARI !



Aç kalarak zayıflamak, ekmeğin kilo aldırdığını ve diyet ürünlerinin zayıflattığını düşünmek.. Sabahları aç karnına limonlu su içmek, doğru olmayan diyet tabuları. Tüm bunlarla ilgili doğru bildiğimiz yanlışları biliyor musunuz?

Ekmek, makarna ve pilav Kilo Aldırır mı!
Ekmek, makarna ve pilav gibi karbonhidratların diyetten tamamen çıkartılması en önemli hatadır. Diyete başlanıldığı zaman ekmek, pilav ve makarna gibi besinlerin kesilmesi, kasla birlikte su kaybına neden olur.
Yani diyetinde karbonhidrati kesen kişiler tartıdaki sonucu gördüklerinde kilo verdiklerini düşünseler bile vücuttan kaybedilen yalnızca kas ve sudur. Dengeli miktarda tüketmek gerekir.

Limonlu Ilık Su ve Bitki Çayları Yağları Eritmez!
Halk arasında inanılan bir başka yanlış da sabahları veya yemek öncesinde aç limonlu sıcak su içmenin vücuttaki yağları erittiğidir.Ancak bu tamamen yanlış bir inançtır! Suyun içerisine karıştırılan limon bitki çayı ve soda gibi madeelerin yağları eritmek ve yok etmek gibi bir etkisi yoktur.

Tek Öğün Yemek
 Vücudun kilo almasına neden olan en önemli etkenlerden bir tanesidir.Tek öğün yemek yemek vücudu tüm gün aç bırakarak sadece akşamları yemek yemeye neden olur. 20 saat aç kalan vücut bu durumun devam edeceğini düşünür ve savaşa hazırlanır gibi yediklerini depolamaya başlar. Sonra 4 saat içerisinde yenilen her şey yağ olarak depolanır.Bu durumda uzmanların tavsiyesi asla uzun süreler aç kalınmamasıdır.Mutlaka 3-4 saatte bir kez hafif ve besleyici atıştırmalar yapmak gereklidir.

Kilo Vermek İçin İlaç Kullanmak!
Tek başına ilaç kullanımı kilo kaybı ve kontrolü için yeterli değildir.Kilo kaybı için davranış değişikliği gerekmektedir.Kilo vermeye yardımcı olan bütün bitkisel ürünler güvenli olmayabilir.Bu ürünlerin sonuçları ve yan etkileri ile ilgili kesin bir çalışma yoktur.

Kısa Vadede Fazla Kilolalardan Kurtulmak Mümkündür!Kısa vadede hızla fazla kilolardan kurtulmak mümkün doğru ancak hızla kaybedilen kiloların aynı hızla hatta daha fazlasıyla geri döneceği unutulmamalıdır. Kısa sürede hızlı ama geçici kilo kaybı yerine sürekli ama dengeli kilo kaybı tercih edilmelidir.

Az beslenerek Kilolardan Kurtulmak Doğru mudur?
Kaybedilen kilonun istenildiği gibi yağ mı yoksa kas ve su kaybı mı olduğu çok önemlidir.
Doğru kilo kaybı sağlayabilmek için kişinin günlük alması gereken gıdaları mutlaka tüketmesi gerekmektedir. Az beslenmek kilo kaybı için önemli bir çözüm değildir.

Her Tür Hareket ve Spor Enerji Harcama Yöntemi midir?Gün içerisinde aldığınız kalori miktarından daha fazlaysa kilo kaybı sağlanamaz.

Çayla Yenilen Gıdaların Besin Değerleri Kaybolur mu?Koyu olmayan bir çay gıdaların besin değerlerinde kayba neden olmaz.

Sauna gibi sıcak ortamlarda terlemek zayıflatır mı?Hayır, Çünkü Sauna ile vücuttan atılan tek şey fazla sudur.

29 Kasım 2010 Pazartesi

Terlemek Zayıflatır mı?



Kilo vermek deyince çoklarının aklına bu geliyor.terlemek zayıflatır mı, çok terliyor olmam zayıflıyorum anlamına mı geliyor, vücudumdan fazla su atıyorum zayıflıyor muyum ? ama hayır…terlemek zayıflamak anlamına gelmez aslında bir bakıma diyet ve spor eşliğinde kilo vermeyi amaçlamışsak vücudumuzdaki yağları yakabilmek için bol bol suya ihtiyaç duyarız.bu esnada gerektiğinden fazla su kaybedersek yağ yakma işlemi durur ve kaslardan yakmaya başlarız derimiz sarkmaya başlar anlayacağınız en açık anlamıyla bunu söylemek istiyorum.

İstediğimiz kiloyu verebilkmek için bol bol su tüketmeli olması gerektiğinden çok su atmamalıyız.gereksiz sauna vs..ter atma yolları yerine spor yapmalı ve protein almalıyız.zayıflarken vucudumuzun kas kaybetmemesi için bunlara dikket etmemiz şart…


Bilmelisin ki ...


 
 
Bilmelisin ki ...

Duvarda asili diplomalar
insani insan yapmaya yetmez.

...
Bilmelisin ki ...
Ask kelimesi ne kadar çok kullanilirsa,
Anlam yükü o kadar azalir.

Bilmelisin ki ...
Karsindakini kirmamak ve inançlarini savunmak arasinda,
Cizginin nereden geçtigini bulmak zor.

Bilmelisin ki ...
Gerçek arkadaslar arasina mesafe girmez.
Gerçek asklarin da!

Bilmelisin ki ...
Tecrübenin kaç yasgünü partisi yasadiginizla ilgisi yok,
Ne tür deneyimler yasadiginizla var.

Bilmelisin ki ...
Aile hep insanin yaninda olmuyor.
Akrabaniz olmayan insanlardan
ilgi, sevgi ve güven ögrenebiliyorsunuz.
Aile her zaman biyolojik degil.

Bilmelisin ki ...
Ne kadar yakin olursa olsunlar
En iyi arkadaslar da ara sira üzebilir.
Onlari affetmek gerekir.

Bilmelisin ki ...
Bazen baskalarini affetmek yetmiyor.
Bazen insanin kendisini affedebilmesi gerekiyor.

Bilmelisin ki ...
Yüreginiz ne kadar kan aglarsa aglasin
Dünya sizin için dönmesini durdurmuyor.

Bilmelisin ki ...
Sartlar ve olaylar, kim oldugumuzu etkilemis olabilir.
Ama ne oldugumuzdan kendimiz sorumluyuz.

Bilmelisin ki ...
Iki kisi münakasa ediyorsa,
Bu birbirlerini sevmedikleri anlamina gelmez.
Etmemeleri de sevdikleri anlamina gelmez.

Bilmelisin ki ...
Her problem kendi içinde bir firsat saklar.
Ve problem, firsatin yaninda cüce kalir.

Bilmelisin ki ...
Sevgiyi çabuk kaybediyorsun,
Pismanligin uzun yillar sürüyor.

Can Yücel

LEYLA SEVMEK HOŞTUR AMA MECNUN OLMAK BAŞKADIR BAŞKA

 

Bosu Topu ile Zayıflama



Denge kaslarını çalıştıran sporlardan en yaygın ve popüler olanı Bosu, ilk olarak sporcu sakatlanmalarında, vücutlarını tekrar forma sokmak için fizik tedavi uzmanlarının kullandığı bir ekipman olarak anıldı. Zaman içinde gündelik hayatta ve diğer spor çalışmalarında kullandığımız kasları güçlendirmek, yağ yakımını hızlandırmak ve kondüsyona yönelik bir ders şeklini aldı.
İçi hava dolu yarım daire şeklindeki ‘bosu’ topu üzerinde yapılan ders, gündelik hayatta kullanmadığınız kaslarınızı çalıştırmanızı sağlıyor ve mat üzerinde yapılan pilates hareketlerine göre daha çok efor harcatıyor. Özellikle kalça, ön bacak, arka bacak, iç bacak ve arka bacağa yönelik egzersizler yapılıyor.

Bosu’nun eğitmen kontrolünde yapılması da büyük önem taşıyor. Aksi takdirde, bir sakatlanma yaşanması olası… Bosu’nun, zihin ve beden bütünlüğünü gerektiren denge, nefes ve egzersiz üçlüsünün bir sentezi , bu egzersizden etkin sonuç almak için haftanın iki günü birer saat çalışmanın yeterli olduğunu söylüyor. Uzman eğitmenler ve müzik eşliğinde yapılan ders, esneklik, dayanıklılık ve fiziksel gücü artırırken ciddi bir şekilde kalori yakılmasına da yardımcı oluyor.

 Bosu dersi ile eğlenirken bedeninizdeki fazlalıklardan kurtulacaksınız.


HAYATIN GÜZEL TARAFI ...

28 Kasım 2010 Pazar

PELVİC BÖLGESİ'nin Önemi ...



Pelvic, Pilates'te her bayanın , genç kızlıktan itibaren yapmaya başlaması gereken bir çalışmadır.. Çünkü modern hayatın bedenimizden götürdüğü şeylerden biri de beden kontrolümüzdür.. Kas kontrolümüz hareketsizlik nedeniyle zayıflar.. Çömelmeyi bilmeyen ,merdiven çıkmayan ,yürümeyen, yük taşımayan, ev işi bile neredeyse yapmayan bir toplum olarak medeniyetle beraber yaşamsal organlarımızı barındıran bedenimiz e güçsüzleşir. Kontrolsüzleşir. Bu organlardan biri de tabiatın doğurma yetisi ise ödüllendirdiği kadının PELVİC BÖLGESİ dir. Pelvic bölge iç bacaklardan alt karın ,vajina, rahim boynu, rahim ,kalça , alt karın kaslarını içeren bir bölümdür. Ve bu bölge zayıf kaldığı sürece, kadın;

  • En başta hamilelik döneminde bebeğini taşıma konusunda zorlanacak, düşük sebeplerinden belki de biri bu olabilecektir.
  • Kadın doğumda zorlanır.
  • Doğum sonrasında toparlanma süreci yavaşlar ve belki de asla eskisi gibi olamayabilir.
  • Doğum yapsın veya yapmasın, pelvic bölge kasları zayıfsa orta yaşlardan itibaren, öksürük, hapşırık, kahkaha gibi ani iç karın basıncını arttıran durumlarda idrar kaçırabilir.
  • Cinsel hayatında yeterli tatmini yaşayamaz bu da özel hayatında eksileri getirebilir.
  • Pelvic sorunlu alt beden bölgelerinde fit olmak, forma girmek, sıkı kalça, karın ve iç bacak kaslarına sahip olmak mümkündür.
  • Pelvic bölgesine hakim olamayan kadın için cinsel tatminsizlikler zaman içinde hormonel mutsuzluklarla da kendni gösteren bir sorun yaratır.
Pelvic çalışmalarını , genel pilates derslerinde, doğum sonrası gruplarda da tüm kadınlara hareketelerin arasında bir bölüm olarak mutlaka yaptırıyorum.. Eğer bir bayan da idrar tutma sorunu varsa, eğer pelvisi daha da güçlendirmek ve kontrol altına almak istiyorsa,

 buyrun pilatese işte önemli bir neden daha :)


Pilates'i Lütfen Yanlız Yapmayın !!!



Pilatesin uzman eşliğinde yapılmadığında ne kadar tehlikeli olabileceğini anlatan Aksoy en büyük hatanın da nefes çalışmalarında yapıldığını söylemiş. Daha önce hiç bir uzmanla çalışmamış kişilerin evlerinde tek başlarına pilates yapmaları her zaman için riskli.

Yoga destekli pilates eğitimi aldığım dönemde eğiticimin en çok üzerinde durduğu konu her zaman nefesin doğru kullanımı olmuştu. Ancak ne yazık ki bunun ne kadar önemli olduğunu genellikle öğrenciler anlamakta zorlanıyor. Yoga destekli pilates çalışması içerisindeki yoga egzersizleri ile nefes teknikleri daha da ön plana çıkıyor ve sade yapılan pilates çalışmasına göre çok daha faydalı oluyor.




Ben pilates çalışmalarımda çok gerekli olmadıkça pilates topu kullanmıyorum, pek çok nedenden dolayı zaten pilates topuna ihtiyaç duymuyorum ancak pilates bandı (lastiği) kullanıyorum. Ayrıca pilates veya yogalates özünde aletsiz yapılan bir egzersizdir.

 
Pilates'i Lütfen Yanlız Yapmayın !!!

Pilates Fiziksel Ağrıya İyi Gelir mi?

Pilatesin duruş bozukluklarından kaynaklanan ağrılara doğrudan etkisi vardır.Onun dışında kasların çalşmasına izin verdiği, kemiklerin arasındaki eklem boşluklarını rahatlattığı ve omurgaya da destek verdiği için özellikle omurgayla ilgili fıtık gibi hastalıkların tedavisine yardımcı olur.Ama tabii ki pilates bu hastalıklar için bir ilaç olarak görülmemelidir. Doktor tavsiyesinde devam edilmeli ve çalışılan hocaya durum anlatılıp ona göre bir çalışma programı hazırlanmalıdır.Böylece gerçekten faydalanılacak bir yardımcı teknik elde etmiş olunur.


Evde, tatilde, ofiste… Her yerde Pilates


Uzun ve ince bir siluet, güçlü sırt ve kalçalar, dingin bir zihin… İstediğiniz her yerde yapabileceğiniz 7 Pilates hareketiyle vücudunuzun kontrolünü ele geçirin!

Eğer ideal bir vücuda sahip olmak istiyor ve doğru egzersizleri arıyorsanız, buna sırt ve karın kaslarıyla başlayın. Yorucu egzersizler yaparak kalbinizi yormak istemiyorsanız Pilates tam aradığınız egzersiz şekli! 10 saat sonra iyi hissedeceksiniz; 20 saat sonra daha iyi görüneceksiniz;30 saat sonra yepyeni bir görünüme sahip olacaksınız diyor Joseph Pilates…
Çok iyi bir fiziğe sahip olmak, vücudumuzda uyum ve sakinliği yakalamak hepimizin ortak arayışı. Bu yüzden Joseph Pilatesin sözleri nasıl da çekici geliyor insana. 1920li yıllarda Alman dansçı ve boksör Joseph Pilates tarafından geliştirilen egzersiz türü, son yıllarda oldukça popüler. Çünkü hem vücudun duruşunu iyileştiriyor hem esnekliğini artırıyor hem de adaleleri, özellikle karın, sırt ve kalça adalelerini güçlendiriyor. Pilatesi diğer egzersizlerden ayıran en önemli özelliği, bir ağırlık çalışmasından farklı olarak adaleleri uzatması ve vücuda uzun, ince bir görünüm kazandırması. Yöntem, çabuk ve ani germelere başvurmak yerine adaleleri uzatıp güçlendirmeye odaklanarak karın, sırt kaslarını ve kalçaları kuvvetlendiriyor.
Ayrıca Pilates, güçlü bir zihin-beden bağlantısı geliştirmenin önemine de vurgu yapıyor ve egzersizlere nefes alma teknikleri de katılıyor.
Konsantrasyon, esneklik ve gücün bu şekilde bir araya getirilmesi bütün dünyada dansçılar ve aktörler için olduğu kadar sporcular, iş adamları ve öğrenciler açısından da son derece çekici bir egzersiz şekli halini aldı. Joseph Pilatesin orijinal çalışmasına dayanan bu egzersizlerin pekçok çeşidi günümüzde fitness stüdyolarında öğretiliyor.
Peki, bir spor salonuna gitmek istemiyorsanız ne yapacaksınız?
Spor eğitmeni Dünya Ulusoyun özellikle yeni başlayanlar için seçtiği hareketlerden oluşan sayfaları karşınıza alacak ve bir süre sonra şahane bir vücuda ve duruşa sahip olacaksınız! Herkese iyi gelen Pilatesi yapmak için sportif olmak da çok önemli değil; genç, yaşlı, dansçı, futbolcu… Herkesin yapabileceği pilatesi deneyeceklere, iyi eğlenceler diliyorum diyor Dünya…

Kimler yapabilir?
Aslında herkes! Ama Pilatesi, dansçılar daha uzun görünebilmek, kadınlar incelmek, ofis çalışanları daha dik durmak için tercih ediyor. Herkes için ideal bir egzersiz olan pilatesin üzerinizdeki olumlu etkileri 30 saatlik bir çalışmadan sonra kendini göstermeye başlayacaktır.

Ne zaman yapmalı?
Sabah saatleri, zihnin en dingin olduğu, metobolizmanın hızlı çalıştığı zamandır. Bu nedenle daha iyi sonuç alabilirsiniz. Ama Pilates egzersizlerini ne zaman isterseniz yapabilirsiniz. Yeni başlayanlar için önemli olan teknik. Bu yüzden hareketler yavaş ve yumuşak yapılmalı. Size zevk verecek bu egzersizleri istediğiniz sıklıkta yapabilirsiniz, ama en uygunu haftada en az iki kere olmak üzere minimum 30 dakika yapmaktır.

Nelere dikkat etmeli?
Vücut rahat olmalı: Konsantrasyon, vücut duruşu, koordinasyon, merkez, hareket akışı ve nefes. Rahat hareket edebileceğiniz bir alana ihtiyacınız var. Vücut duruşunuzu kontrol edin.

1. Kalça doğal pozisyonda olmalı
2. Sırt dik olmalı ve omurga doğal duruşunu kaybetmemeli
3. Omuzlar kulaktan uzakta olmalı
4. Boynunuz gergin olmamalı. Kafanızın tepesinden bir iple hareket eden
bir kukla olduğunuzu düşünün ve hareketleri sırayla deneyin
5. Hareketleri vücudun olması gereken pilates duruşuna getirdikten sonra
bir süre böyle kalın
6. Bacakların birbirine yakın ve rahat olmasına özen gösterin
7. Diz ve dirsekleriniz çok gergin olmamalı. Çünkü bu, hareket özgürlüğünüzü kısıtlar.
Ayrıca gergin pozisyonlarda diz ve dirseklerinizi kırmamalısınız.

Başlamadan önce…
Telefonunuzu kapatın. Rahatlatıcı hafif bir müzik dinleyin. Egzersiz yapmak için yumuşak bir zemin (minder, battaniye, halı, mat gibi) hazırlayın. Çoraplarınızı çıkarın.

Ne zaman egzersiz yapmamalı?
Hasta ve mutsuzsanız; yemekten hemen sonra; alkol tükettiğiniz günün sonrasında; omurilik- bel rahatsızlığınız varsa doktorunuza danışın. Pilatesi hamileler yapabilir, ama burada yazılanlar hamileler için uygun değil, o yüzden denemesinler.

Egzersiz sonunda ne olacak?
Tamamen rahatlamış hissedeceksiniz, duruşunuz değişecek, vücut kondisyonunuz artacak ve daha aktif bir insan olacaksınız. Gergin bir vücut ve düz bir karına sahip olacaksınız; kaslarınız daha esnek olacak; sırtınız güçlenecek ve ağrı çekmeden egzersiz yapacaksınız.

Hadi, daha ne bekliyorsunuz ?

27 Kasım 2010 Cumartesi

Hamilelik Esnasında Pilates Yapmak Doğru Değil!


Pilates bedendeki tüm kasları eşit oranda güçlendirmeyi amaç edinmiş bir hareketler bütünüdür. Eğer bedenimizde güçsüz bir kas grubu varsa bu kas grubu yapılan hareketlerle diğer kaslarla eşit hale getirilir ve bedende doğru denge sağlanır. Pilates hamilelik öncesinde veya sonrasında yapılmalıdır.
Hamile olmadan önce oluşacak olan o ağırlığı taşıması gereken karın, üst bacak, sırt kasları eğer zayıfsa güçlendirilir. Eğer güçlendirilmezse omurga bu ağırlığı taşımak zorunda kalır ve sonrasında anne adayında fıtık oluşumu veya bel ağrıları başlar. Aynı şekilde diz içinde bu böyledir; eğer üst bacak kaslarınız zayıfsa tüm ağrılığı diz taşır, kıkırdaklar aşınır, menüsküs oluşabilir.





Hamilelik sırasında yapılması gereken en iyi egzersiz yogadır. Prenatal yoga, yani hamile yogası anne adayına nefes egzersizlerinin bol olduğu bir program sunar. Nefes egzersizleri hamilelik sırasında oluşabilecek mide bulantısını en aza indirger ve nefes kapasitesini arttırır. Nefes kapasitesinin artması demek bedene daha fazla oksijen alınması demektir ki bu da sağlıklı bir bebek için gereklidir. Ayrıca hamile yogasında yapılan egzersiz hareketleri de anne adayını doğuma hazırlamaya yöneliktir. Hamile yogası hamileliğin 3. ayından sonra başlanılması gereken ve doğuma kadar haftada 3 gün yapılması gereken bir programdır.
Yeni annemizin doğum sonrası egzersizi yine pilates olmalıdır çünkü hamilelik sırasında alınan kilolar göbekte ve basende oluşan sarkmalar yine en iyi pilatesle kaybedilir. Eğer doğum sonrası kardiyo pilates yapıyorsanız, kaslarda oluşabilecek laktik asit kana karışır ve emzirme dönemindeki anne sütünün tadını bozabilir. Bunun için emzirmeyi, egzersizden 2 saat sonra yapmak gerekir.




Herkesin yapması gerektiği gibi hamilelerin de spor ,yürüyüş ,yoga yapması gerektiğine inanıyorum.Bu konu ile ilgili konusunda uzman doktorlardan öğrendiğim bilgilere göre herkesin hamilelik süreci farklılık gösterir. Kimi ilk üç ayı yatakta geçirirken, kimisi son aylarında buna gereksinim duyar.Kiminin hiç hareket etmemesi gerekirken, kiminin de egzersiz yapması şarttır. İlk üç ay her zaman çok krıtiktir. Lütfen hamile olan kişiler bu uyarılarımı dikkate alsın ve doktoruna danışmadan hiç bir egzersizi bilinçsizce yapmasın.
Kısacası ; ben bilinçsizce yapılan spora ,konusunda uzman olmayan kişilerin ünlü diye kamera önünde yanlış bilgi aktarımına karşıyım.


Bosu Balance



David Weck tarafından yaratılan Amerikan kökenli fitness trendi "Bosu" Amerika'da profesyonel sporcuların ve Hollywood yıldızlarının kısa sürede vazgeçilmezi olan "Bosu", GÜÇ-SÜRAT-DENGE ve ESNEKLİK geliştiriyor; YAĞ YAKIMI ve SIKILAŞMAYI da hızlandırıyor.

Çapı 40-50 cm arasında değişen, içi hava dolu yarım daire şeklindeki bir top eşliğinde yapılan Bosu, denge kaslarını çalıştıran sporlar arasında en yaygını. İlk olarak sporcu sakatlanmalarında, fizik tedavi uzmanlarının kullandığı "Bosu"da, tüm hareketlerin temelini denge oluşturuyor. "Bosu", özellikle sorunlu bölge kabul edilen kalça, bacak, karın bölgesini; dumbell eşliğinde yapılan çalışmalarda da göğüs, omuz, sırt ve kol bölgelerine yönelik denge egzersizlerini kapsıyor.

"Bosu"da çalışırken öncelikle dengeye yönelik statik hareketler, ardından hem statik hem dinamik egzersizler yapılıyor. "Bosu"nun etkisini haftada iki kez yaparak kısa sürede hissedeceksiniz. Bu spor masa başında çalışanların sık sık şikayet ettikleri sırt-bel ağrılarının ve duruş bozukluklarının da düzelmesinde etkili bir yardımcı.
"Bosu"nun en önemli özelliklerinden biri de yorgunluk hissetmeden 1 saatte 800 kalori yakmanız. Hareketleri esnek bir zemin üzerinde durarak yapmaya çalıştığınız için yoğun bir kalori kaybı söz konusu.

Sakatlanmalara karşı eğitmen eşliğinde yapılması gereken bu sporu, Bosu Balance sertifikalı eğitmenleri eşliğinde bilinçli ve doğru şekilde yapabilirsiniz.





Doğru Nefes Almanın Önemi ...


Doğru Nefes Almanın Önemi

Nefes almak doğal ve otomatik bir dürtüdür. Farkında olmasak da nefes alırız. O halde nasıl nefes alınması gerektiğini öğrenmek saçma gelebilir. Ancak, alışkanlıklar zaman içinde ve farkında olmadan doğru nefes almayı kişiye unutturabilir! Örneğin doğru nefes almayı önleyen duruşları alışkanlık haline getirdiğimizde kısa nefesler akciğerin maksimum kapasiteyle çalışmasını önleyebilir. Ayrıca yaşadığımız sosyal şartlar sağlığımız ve solunum sistemimiz için tam olarak uygun olmayabilir.
 
Oksijen vücudun ana ihtiyacıdır; iç organların, bezlerin, sinir sistemi ve beynin çalışması için elzemdir. Besin olmadan birkaç hafta, su olmadan birkaç gün yaşanabilir ama oksijen olmadan birkaç dakikadan fazla yaşanamaz

 Nefes almak iki nedenle çok önemlidir:

- vücudumuza ve organlarımıza yaşamlarını sürdürebilmeleri için ihtiyaç duydukları oksijeni sağlar
- vücuttan atılması gereken atık ve toksinlerden kurtulma yoludur.

Beynin diğer organlara oranla daha fazla oksijene ihtiyacı vardır. Yeterli oksijen almazsa zihinsel bulanıklık, negatif düşünce, depresyon ve ardından işitme ve görme bozuklukları başlar. Yaşlılar ve damar tıkanıklığı olanlar beyinlerine yeterli oksijen gitmediğinden genellikle negatif ve depresif olur. Akut bir dolaşım bozukluğunun kalbe giden oksijeni durdurması kalp krizi, beyne giden oksijeni durdurması da beyin kanamasına yol açar. Yetersiz oksijen almanın yaratabileceği rahatsızlık ve hastalıkların listesi uzun: netice olarak oksijen "kaliteli ve sağlıklı" bir yaşam için çok önemli ve gerekli!

Özellikle oturarak çalışan insanların sürekli yorgun hissetmeleri, sinirli ve verimsiz olmalarının ana sebeplerinden biri yetersiz oksijendir. Uyku düzenlerinde de sorun yaşarlar ve bu nedenle güne kötü başlarlar. Fasit döngüde bağışıklık sistemleri de zayıflar ve sorunlar artarak devam eder. Doğru nefes almak tüm bu sorunları ortadan kaldırabileceği ve dolayısıyla hayat kalitesiyle paralel olarak başarıyı da artıracağı için önemlidir.

Canlılık ve gençliliğin ana sırlarından biri temiz kan dolaşımıdır. Bunu elde etmenin en kolay yolu da soluduğumuz havada saklıdır. Doğru nefes alarak vücudun tüm organlarının doğru beslenmesini sağlayacak ve verimlilik sürelerini artıracak; bu arada daha sağlıklı bir cilde de kavuşacaksınız. Kısaca doğru nefes almak gençleşme sürecinizi başlatacaktır.

İnsanı geri bırakan 15 alışkanlık ...

 
İnsanı geri bırakan 15 alışkanlık

1. Karar verememek: Yahut vermiş gibi yapmak, oku yaydan tam çıkaramamak,geri dönüşü olmayan yola girememek.

2.Ertelemek:Yahut bir mazerete, aldatmaca gerekçeye sığınarak (veya dayanarak) sürüncemede (havada, askıda) bırakmak.

3.Cesaretsizlik: Yahut normal, herkesde az çok bulunan cesaretle
Başarıyı yakalayacağını sanmak; delice cesaret sergileyememek

4.Zaman yönetimi yapamamak: Yahut bir plan yapsa da tavizkar davranarak zamanını çarçur etmek, gün sonunda hiçbir işi yetiştirememek.

5. Özgüvensizlik: Yahut "kendime güveniyorum!" deyip bununla yetinmek, adım atamamak. (Halbuki özgüvenin göstergesi adım atmaktır.)

6. Başkasından beklemek: Yahut bir sihirli değneğin beynine ve kalbine dokunmak suretiyle, kendini
Başarılı ve mutlu edeceğini sanmak; devamlı bir bilen, kurtarıcı, hekim, operatör vs. beklentisi içinde olmak.

7.Sabırsızlık: Yahut acelecilik, istenen sonuca hemen ulaşma arzusu, fidanı diker dikmez meyveleri toplamaya kalkışmak, beklemeyi bilmemek.

8. Kalitesiz (niteliksiz,pasif,pısırık,kötü,bozuk,eğitimsiz, vs.) çevre: Yahut birinin diğerine değer katmadığı ; sadece gün geçtikçe kaliteyi düşürdüğü, akraba, eş, dost, arkadaş çevresi.

9.Kanaatsizlik: Yahut hepsine birden sahip olma açlığı, arzusu, hırsı,hırçınlığı, bilinçsizliği.

10.Çekirdekten yetişmemek: Yahut o yolda işin çilesini çekmemek.

11. Kolaycılık: Yahut zora talip olmamak.

12.Yatırım yapmamak: Yahut tek kuruş cebinden çıkmadan beleş, bedava yolla kazanmak;yani hazırcılık.

13. Asabiyet: Yani aşırı sinirlilik, öfkesini kontrol edememek, bir çuval inciri berbat etmek, ortalığı birbirine katmak.

14.Kibir:Yahut gurur, benlik, kendini birşey sanmak ve "ne oldum? delisi" olmak

15.ADAMAMAK (En önemlisi budur!): Yahut o yolun sonundaki hedefe bütün zerreleriyle odaklanmamak , taşın altına başını,elini ve belini koymamak "Deneyelim bakalım!" havasında davranarak iş ruhunu katmamak.

Bugün Pilatese Başlamanız İçin 10 Neden!


1-     Vücudun Duruşunu Düzeltmek ve İyileştirmek: Omurga, vücudun ağırlığını destekler, rahat ve konforlu hareket etmemizi sağlar. Ancak, bilgisayar karşısında yerimizden kıpırdamadan geçirdiğimiz saatler veya televizyon karşısında koltuğa yığılarak harcanan saatler omurganın doğal S yapısını kaybetmesine neden olmakta ve sırt ağrılarına yol açabilmektedir. Pilates sayesinde omurganın doğal yapısı korunmuş ve desteklenmiş olur, bu da vücudun duruşunu düzgünleştirir.

2-     Sırt Ağrılarının Önüne Geçmek: Yukarıda da değinildiği üzere hafif sırt ağrılarının önemli bir bölümü duruş bozukluklarından kaynaklanmaktadır. Omurganın yapısını korumak ve desteklemek üzere yapılan pilates hareketleriyle sırt ağrılarının tamamen önüne geçilebilir. 

3-     İyi Bir Gece Uykusu Çekmek: İnsanlara yaşam için önemli üç şeyi saymalarını söylediğinizde genellikle; hava, su ve yiyecek cevabını alırsınız. Yaşam için çok önemli olmasına rağmen çok az insan uyku cevabını verecektir. Uykusuzluk sorununu gidermek üzere İngiltere’de uyku ilacı için her yıl 10 milyon reçete yazıldığı göz önünde bulundurulursa uykusuzluğun önemi ve maliyeti daha net anlaşılır. Pilates sayesinde kaslar esnetilir, gerginlik ve acı azaltılır, dolayısıyla doğal uyku talebi karşılanmış olur.

4-     Kas Kitlesi Eklemeden Gücü ve Dayanıklılığı Artırmak: Pilates yeni kas kitleleri eklemeden, temel kasları (karın ve pelvik bölgedeki kaslar ile sırt kasları) geliştirerek güç ve dayanıklılığı artırır.

5-      Kemik Erimesinin Önlenmesine Yardımcı Olmak: İngiltere’de 50 yaşın üzerindeki kadınlardan %50’sinin, erkeklerden %20’sinin en az bir kemiğinin büyük ölçüde    kemik erimesinden dolayı kırıldığı gözlemlenmiştir. Kemik erimesi, kemikleri güçsüzleştirmesi nedeniyle İngiltere’de her yıl üç milyon insanı olumsuz yönde etkilemektedir. Pilates sayesinde bu insanlardan biri olmaktan kurtulabilirsiniz.
6-      Stresle Başa Çıkmak ve Rahatlamak: Pilatesle bir anlamda kendi vücudumuzu yeniden keşfetmiş oluruz. Vücudumuzu ve vücudumuzun çalışma sistemini keşfettikçe de vücudumuzdaki gerginlik azalır, rahatlık artar, stresle ve modern hayatın getirdiği diğer sıkıntılarla baş etmek kolaylaşır.

7-      Düşük Riskini Azaltmak: Gebelik öncesi pilatesle güçlendirilen karın bölgesi kasları düşük riskinin azalmasına yardımcı olmaktadır. Ancak, hamilelikte yapılacak pilates mutlaka ve mutlaka uzman kişilerin gözetiminde yapılmalıdır.

8-      Vücudun Dengesini ve Koordinasyonunu Geliştirmek: Pilatesle omurga bölgesini ve vücudun temel kaslarını güçlendirmek vücudun dengesini ve koordinasyonunu da güçlendirecektir. Daha dengeli ve koordinasyonlu bir vücut sayesinde de sakatlıkların önüne geçilmiş olacaktır. Bu nedenle pilates birçok profesyonel sporcunun ve dansçının antrenmanlarının ayrılmaz parçasıdır.

9-      Sakatlıkların Önlenmesine ve Sakatlık Sonrası İyileşmeye Yardımcı Olmak: Başta spordan kaynaklanan sakatlanmalar olmak üzere pilatesle geliştirilen kaslar sakatlıkların önüne geçer ve uzman kontrolünde yapılacak pilatesle iyileşme süreleri kısaltılmış olur.

10-  Acı Yok, Kazanç Çok: Birçok spor salonunda “Acı Yoksa Kazanç da Yok” sloganını duyabilirsiniz ancak pilates stüdyolarında temel parola “Acı yok, Kazanç Çok”tur. Pilates, kasları esnetip güçlendirmek üzere eklemleri ve kalbi çok zorlamadan yapılan egzersizdir.

Pilates ve Nefes


Doğru nefes alışverişi pilatesin temel prensiplerinden bir tanesidir. Joseph Pilates de hayata nefes alınarak başlandığını ve hayatın nefes verilerek son bulduğunu belirterek nefes alışverişini pilatesin temel prensiplerinden biri haline getirmiştir. Aslında yeni doğmuş bir bebeğin karın hareketleri gözlemlendiğinde, nefesinde diyaframını kullandığı ve doğru nefes alıp verildiği fark edilecektir. Fakat zamanla insan doğru nefes alıp verme yeteneğini kaybetmektedir.
Pilatesten alınacak faydanın maksimum seviyeye yükseltilmesi için pilates egzersizleri doğru nefes alışverişiyle desteklenmek zorundadır. Her nefes alışımızda olabildiğince çok temiz havayı ciğerlere çekmemiz ve her nefes verişimizde de ciğerlerdeki kötü havayı sonuna kadar dışarı atmamız gerekmektedir. Bu sayede kanımızın her damlası oksijen açısından tazelenmiş olacak, enerjimizi daha etkin ve verimli kullanacağız.
Doğru nefes alışverişi, pilates hareketlerini yapmamızı da kolaylaştıracak bir unsurdur. Pilates hareketlerini ve nefes alışverişimizi birbiriyle koordineli bir şekilde ve hareketleri destekleyecek şekilde yapmak gerekmektedir. Nefes alınması gereken yerde nefes verilmesi veya nefes verilecek yerde nefes alınması bazen sakatlanmalara bile neden olabilmektedir. Bu nedenle pilates egzersizlerini kesinlikle ve kesinlikle uzman kişilerin yönlendirmesiyle yapmak gerekmektedir.
Pilatesteki nefes alıp verme sistemi ilk başta insana ters gelebilir ve alışmak biraz zaman alabilir. İngilizce’de “lateral breathing” adı verilen ve Türkçe’ye yanlamasına nefes alıp verme olarak çevirebileceğimiz nefes alışveriş sisteminde, karın kaslarını olabildiğince içeri çekmek ve aynı zamanda göğüs kafesini yanlara ve geriye genişletecek şekilde derin bir nefes almak göründüğü kadar kolay bir iş değildir. Yukarıdaki nefes alışveriş sisteminde nefes alırken içeri çekilmiş olan karın kasları hem omurgayı korur, hem de vücudu destekler. Bu şekilde karın kasları da giderek güçlenmiş olur. Yanlamasına nefes alıp vermede temel olarak karın kaslarını geliştirmeye  Pilatesteki nefes alışveriş sistemine alıştıkça hareketleri yapmamız da giderek kolaylaşacaktır.

Pilates Malzemeleri


Pilates, temel olarak akıl ve vücut arasındaki bağlantıyı güçlendirmek üzere geliştirilmiş hareketler serisidir. Bu nedenle herhangi bir malzemeye gerek duymadan yapabileceğimiz düzgün duruş, konsantrasyon, esneme, doğru nefes alıp verme pilatesteki temel hususlardır. Bu açıdan değerlendirildiğinde pilates, farklı malzemelere gereksinim duymadan, kendimizi rahat hissedebileceğimiz kıyafetlerle gerçekleştirebilceğimiz bir spordur. Ancak, vücudun farklı yerlerindeki farklı kasları çalıştırmak ve hareketleri kolaylaştırmak adına pilates hareketleri bazen çeşitli pilates malzemeleriyle desteklenmektedir. Pilates minderi, pilates topu, pilates bandı (lastiği), pilates masası ve pilates çemberi pilates hareketleri için kullanılan pilates malzemelerinden bazılarıdır. Bunları ilerleyen yazılarımızda tek tek tanıtmaya gayret edeceğiz ancak şunu bilmelisiniz ki Pilates çok masraflı bir spor değildir.
 Dayanıklılığınızı ve esnekliğinizi artırmak için çok faydalı olan Pilates için bazı malzemeler almak ve sağlığınıza yatırım yapmak gerekiyor. Bu yatırımın karşılığını kat kat fazlası ile geri alacağınızdan hiç şüpheniz olmasın. Ancak şunu da unutmamak gerekli: Her spor dalında olduğu gibi Pilatesin de doğru uygulanmaması durumunda sakatlıklar oluşabilir. Bu nedenle kişisel çalışmalar kadar grup halinde yapılan egzersizlere de katılmakta yarar var. Doğru şekilde Pilatesin uygunlanması amacıyla yetkili birinden eğitim almak daha doğru olacaktır. Bu amaçla piyasadaki eğitim dvdlerini de değerlendirebilirsiniz.

Son olarak Pilates çalışmalarından başarı elde etmek için devamlı bir biçimde sabırla egzersizlere devam etmek gerekli. Düzenli bir çalışma çağımızın rahatsızlığı olan stresi azaltır ve daha düzgün bir vücuda sahip olmanıza yol açar.

Hepinize iyi sporlar!

Bedeni Algılamamak ...


Pilates'e göre insanların çoğunlukla göremedikleri ya da görmezden geldikleri birincil hata, diğer adıyla ilk günah, kendimizi algılamamaktır. Kendimizi algılamadığımız için de bedenimizin çeşitli bölgelerini ve kaslarımızı yanlış kullanırız. Bu da onların fonksiyonlarını doğru/doğal bir şekilde yerine getirmesini engeller. Yine Pilates'e göre, bu durum aslında temel bir yanılgıdan ileri gelir: Bedenimize sadece amaçlarımızı yerine getirmek için kullandığımız bir araç gözüyle bakmak. Bu yaklaşım; her hareketimizde bedenimizi ihmal etmemize, onun varlığını unutmamıza, doğarken edindiğimiz ama yaşamın her evresinde yeniden keşfedilip öğrenilmesi gereken, beden dilini zamanla yitirmemize, kendi bedenimize yabancılaşmamıza yol açar.

Bedenini algılamak... Pilates bununla neyi kastetmektedir? İsterseniz bunu basitçe farklı bir takım algılama yollarını düşünerek anlamaya çalışalım: Köpeğin burnu ona bir tavşanın orada olduğunu ve eğer yuvasını yeterince kazarsa akşam yemeğinin kendisini orada beklediğini söyler. Biz, bir köpeğin burnuna sahip olmanın ne demek olduğunu bilemeyiz, fakat en azından bir köpeğin algılarının büyük bir kısmının burnunda toplandığını düşünebiliriz. Bir bebek etrafında yeni bir şey emekleyerek o şeyi ağzına almaya çalışır. Bebeğin bilinçli farkındalığı da ağzında toplanmıştır. Ağız yoluyla etrafındakileri algılamaya çalışır.

Bilincimizin önemli bir bölümü, iç organlarımızın ön tarafındaki görünür yerde toplanmıştır. Algılarımızın büyük bir kısmını gözlerimizle ve gözlerin hemen arkasında yer alan beynin görsel merkezleriyle gerçekleştiririz. Dikkatimizi bedensel iç bölgeye çok az veririz. Hemen şimdi kendinize, vücudunuza biraz olsun dikkat edip etmediğinizi sorun. Cevap kesinlikle hayır olacaktır. Bu şaşırtıcı bir durum değildir. İnsanlar gerçekte görsel yaratıklardır. Ancak modern yaşam bizleri daha da görsel hale getirmektedir. Günlük yaşantımızda çoğu zaman bir şeyler okuruz ya da bir televizyonun veya
bilgiisayarın karşısında otururuz. Görsel girdilere odaklanırız ve bedenimizdeki algıların farkına varmayız. Örneğin çoğu zaman uzun ve yorucu yürüyüşler yapmamız gerekmediği için bacak ağrılarımıza ya da ayağımızdaki yaralara dikkat etmeyiz. Nadiren acıkırız, bu yüzden de bizi tetikleyen içsel açlığımızı algılamayız. Eğer bedenimiz, görsel farkındalığımıza biraz acı verecek olsa, işte o zaman ağrı kesici bir tablet ya da tıbbi, cerrahi, psikoterapik müdahalelere başvururuz.


Kendimizi Algılamayışımızın Sonuçları
Kendi kendimizi algılama konusunda iyi olduğumuz söylenemez.Bir çoğumuz gerçekten de bunu yapmayız. Bunun sonuçları nelerdir? Başımızı ya da boynumuzu
bilgisayar ekranlarına doğru eğerken gergin/sıkı omuzlara ve kollara sahip olduğumuzu düşünelim. Öne doğru eğildikçe ve bilgisayar ekranına daha da yaklaştıkçakaslar kısalır ve gerilir. Bu durumda problemli olan kaslar bizi rahatsız ettiğine dair mesajlar verse de onları algılayamayız. Bunun sonuçları nelerdir? Baş ağrıları, kireçlenme ve daha bir çok sorun...

Daha iyi bir beden için bu rahatsızlıkların önüne geçebiliriz ama nasıl? Saniye saniye, tek tek gergin olan kaslarımızı algıladığımızı ve vücudumuzun çeşitli yerlerini yukarıya doğru ezdiğimizi düşünelim. Bunları hemen nasıl düzeltebileceğimizi düşünebiliriz ve o zaman farklı
vücut pozisyonlarını almaya ve kas germe hareketlerini yapmaya başlarız. Bir süre sonra kendimizi daha iyi ve rahat hissederiz.

Zihnimizi bedenimizin iç bölgesine nasıl odaklayabiliriz? Vücudumuza basit bir şekilde odaklanmak işe yaramayacaktır. Bu beceriye sahip olabilmek için kontrollü bir şekilde zaman ve çaba sarf etmemiz gerekir. Bu hareketlerin zamanı alabileceğini düşünürüz ancak üstesinden gelebiliriz. Pilates çalışmaları bu zamanı harcamanın iyi bir yoludur.